Okuma alışkanlığı nasıl kazandırılır? Çok satanlar listesine girenlerin kitapları incelendiğinde birçoğunun soru-cevap formunda hazırlanmış olduğunu görüyoruz. Soru varsa cevaba ihtiyaç duyuyoruz. 'Bisküviyi çaya nasıl batırırsanız daha lezzetli olur?' gibi lüzumsuz bir soru bile, insanın merakını kaşıyor. Yıllar boyunca yazdım; okul eğitimimiz önemli ölçüde sorusu olmayan cevaplar şeklindedir. 'Türkiye'nin en kuzey noktası Sinop'tadır.' Bu cümle bir cevaptır; ama sorusu olmayan bir cevap. Bir öğrenciye 'Türkiye'nin en kuzey noktası neresidir?' diye sorarsanız Kırklareli'nden Artvin'e kadar haritadaki bütün şehirlere merakla bakacaktır. Agatha Christie romanlarının çok popüler olması bu yüzdendir. Kitaplar bir cinayetle başlar ve 'katil acaba kim?' diye merakla kitabı sonuna kadar okuruz. Sorular insanların meraklarını kaşır; araştırmaya ve okumaya yöneltir. Kitap okumada üstünde çok konuşulmayan çok önemli bir etken, okuduğumuz kitabın zevk vermesidir. Kişisel gözlemlerime göre çocukların ve yetişkinlerin kitap okumamasının temel sebebi, birçok kişinin zevkle okuyabilecekleri kitap bulamamasıdır. Özellikle okul yıllarında çocuklara ilginç ve zevk veren kitaplar veremediğimizde 'Kitap sıkıcıdır' şeklinde pek dile getirilmeyen bir önyargı oluşuyor ve çocuklar yetişkin olduklarında da kitaplardan uzak duruyor. Dolayısıyla özellikle çocuklara kitap verirken/önerirken onların okumaktan çok zevk alacakları eserler vermeliyiz ki, okumayı sevsinler. Burada da karşımıza 'Çocuklara okumaları için hangi kitapları vermeliyiz?' sorusu çıkıyor. Milli Eğitim Bakanlığı'nın 100 temel eser listesindeki bazı kitaplar, gerçekten keyifle okunabilir; ama hepsi değil. Okumada hız, fevkalade önemlidir. Çocuklara hızlı okumayı öğretemediğimizde kağnı gibi ağır okuyorlar ve yetişkinliklerinde hızlarını artıramıyorlar. Öyle olunca da ellerindeki kitaplar bir türlü bitmiyor; onlar da sıkılıyor. Hızlı okuyabilen çocuklar, hem bitirdikleri kitapla kendilerini başarılı hissediyorlar, hem de kitap okumak onlara çok zaman alan korkutucu bir eylem olarak görünmüyor. Birçok insan, kitapları kalınlıklarıyla yargılıyor. Halbuki kitap temel olarak bir içeriktir; ağaç gövdesi gibi kalınlığına bakılacak bir şey değildir. Türkiye'de birçok anne-baba kitap okumadan çocuklarının kitap okumasını bekliyor. Çocuklar anne-babalarını modeller. Anne-babanın söz ve davranışları tutarlıysa çocuk da, anne-babasının önerisini uygulamaya çalışır. Kitap okuma, yemek kültürü gibi bir kültürdür. Kitap okuma kültürü, içinde alışverişi ve kütüphaneyi de barındıran bir kültürdür. Bir aile çocuklarıyla birlikte her yıl kitap fuarına gidip kitap almalıdır. Sadece fuarı beklememeli, her hafta bir kitap almak üzere kitapçıya gidilmelidir. Kitap girmeyen eve, boş uğraş girer.
|
4912 kez okundu
YorumlarHenüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |