HASTALIKLAR VE TEDAVİ YÖNTEMLERİ
Ateşli Havale | |
Aniden yükselen ateşin beyne yaptığı etkiyle çocuklarda havale nöbetleri olabilmektedir. Ateşli havale 6 ay- 6 yaş arası çocuklarda olabilmektedir. Ateşli havale 6 ay - 6 yaş arası çocuklarda görülebilmektedir. Bunun haricinde yaş guruplarında görülen havalenin sebebi ateş değildir. Menenjit, epilepsi, zehirlenme gibi önemli hastalıklar araştırılmalıdır. Ateşi yükselen her çocuk havale geçirmez. Ancak bir defa havale geçiren çocuğundaha sonraki ateşlenmelerinde havale geçirme ihtimali daha yüksektir. Bazı ailelerde bu hastalığa daha sık rastlanır. En sık rastlanan havale nedeni grip gibi ateşli hastalıklardır. Siz nasıl yardımcı olabilirsiniz
|
Genellikle zararsız bir durumdur. 1-4 yaş arası çocuklarda görülür. İstediği olmadığında, düştüğünde, Uzun süren nefessiz dönemden sonra beyinde birikten karbondioksit, solunum merkezini uyarır ve yeniden nefes almaya başlayıp açılır. |
Yüzlerce farklı tür virüsün oluşturduğu bir virüstür. Belirtileri virüsün alınmasındakinden sonraki Bu tür hastalıkların özel bir tedavisi yoktur. Antibiyotiklerin faydası olmaz, aksine hastalığın Ateşin uzun sürmesi veya düştükten sonra tekrar yükselmesi, hızlı, hırıltılı ve güç nefes alması * Çocuğunuzun ateşini her 3-4 saatte bir ölçün. Ateşini düşürmek için parasetamol şurubu verin. Ilık süngerle * Çok aç değilse yemek yemesi için ısrar etmeyin. Bol bol sıvı içmesini sağlayın. Gece yatmadan önce süt * Çocuğunuzu ılık ve nemli bir odada yatırın. Kuru bir odanın havasını soluması çocuğunuzu rahatsız eder. * Çocuğunuz bir yaşından büyükse yatmadan önce vicks sürebilirsiniz. Mentol kokulu bir mendili baş ucuna koyarak * Çocuğunuzun uyurken rahat nefes alabilmesi için başının altını yükseltin. * Çocuğunuzun burnunu sürekli sildiğiniz için tahriş olmuş olabilir. Burnunun kenarlarını nemlendirici bir * Yatmadan önce limon suyuna bal katarak vermeniz boğaz ağrısını hafifletip, solumun yolunu rahatlatır. * Bol bol ıhlamur limon ve bal karışımı verin eğer öksürüğü varsa, zencefilli balla birlikte vermeniz * Çocuğunuzu sigara dumanından uzak tutun, evde sigara içmediğiniz gibi başkasınında sigara içmesine * Burnu tıkalı ise serum fizyoloji damlatarak rahatlatın. Çok fazla tıkanıklık varsa doktorunuza danışarak * Çocuğunuz sık sık grip oluyor ve akciğerlerin etkilenmesi söz konusuysa, doktorunuza danışarak grip aşısı |
gelişen bir enfeksiyon sonucu oluşur. Kalabalık yaşama koşullarında hastalığın yayılması kolaylaşır ve sıklığı artar. Çocuklarda ve bebeklerde görülen soğuk algınlığı, yetişkinlere göre daha çok ciddiye alınmalıdır. Çünkü çocuklarda soğuk algınlığı sonucu, akciğerler yada kulaklar çok çabuk etkilenirler. Vücut dirençleri kolayca düşeceği için bronşit ve zatürree gibi olumsuz gelişmelere neden olabilir. |
Çocukluk döneminde sık görülen hastalıklardandır. Nadiren tek başına meydana gelir. Genellikle bir üst solunum yolu enfeksiyonu sonrasında görülmektedir. Zamanında tehşis konulamayan veya yeterli tedavi edilmeyen orta kulak iltihabı öğrenme ve konuşma güçlüğü yaratacak derecede işitme kaybına yol açabilir.
Akut bronşit viral bir üst solunum enfeksiyonunu takiben gelişebilmektedir.çeşitli virüsler sebep olabilir.Ayrıca boğmaca Siz nasıl yardımcı olabilirsiniz ? * Çocuğunuz soluk vermede zorluk yaşıyor ve hırıltılı bir şekilde soluyorsa, balgamlı veya nöbetler şeklinde * Doktor, iltihabi bir durum varsa antibiyotik verir.Eğer yoksa, balgam sökücüler vererek balgamın öksürükle * Çocuğunuzu hastalığı geçene kadar güneşe çıkarmayın.Oda sıcaklığını da çok yüksek tutmayın.Sıvı kaybına neden * Sık sık bronşit geçiren çocuklarda yabancı cisim,allerji, solunum yolu anormallikleri araştırılmalıdır. * Çocuğunuzuni bronşiti sırasında ıhlamur, adaçayı, hatmi çiçeği, bedem yağı, hardal gibi bitki çaylarını vermenizde |
Bronşiyolit, akciğerlerin en küçük hava yollarında daralmaya neden olan iltihabi bir durumdur.Genellikle bir aydan büyük Kış ve ilkbahar aylarında sık görülür. Soğuk buhar uygulaması yararlı olmaktadır.bunun üstüne başka bir enfeksiyon Siz nasıl yardımcı olabilirsiniz? * Çocuğunuzda soğuk algınlığı veya öksürükten sonra durumunda olumsuz bir gelişme görürseniz derhal doktorunuza başvurun. * Evde kesinlikle sigara içmeyin, içirtmeyin. * Çocuğunuzun sık aralıklarla su içmesini sağlayın. |
|
Vücudun normal sıcaklık derecesi 36-37,5 derece arasındadır. Bunun üzerindeki ısıya yüksek ateş denilir. Gün içerisinde çocuğunuzun vücut ısısının yükseldiği zamanlar olabilir. Hareketli oyunlardan sonra vücut ısısı artacaktır. Bir miktar dinlendikten sonra herhangi bir azalma olmuyorsa, ateşi var demektir.
Çocukluk çağında çok sık karşılaşılan bir belirti olan ateş, savunma sisteminin bir reaksiyonudur. Ateş kendi başına bir hastalık değildir. Ancak başka bir hastalığın belirtisidir. Aniden yükselen ateş 1-5 yaş arasındaki çocuklarda havale geçirmeye yol açabilir.
Yanağızınızla alnına dokunduğunuzda veya alnını veya kulak arkasını öptüğünüzde sıcaklık geliyorsa, çocuğunuzun ateşini bir dereceyle ölçmemiz gerekir. Bebek olan her evde ateş ölçmek için bir derece bulundurmak gerekir. Bebek olan her evde ateş ölçmek için bir derece bulundurmak gerekir. Derecenini en kolay okunur olanını seçin.
Bebeklerde (1 yaşına kadar) ateş ölçümü popodan yapılır. Termometrenin üzerine biraz nemlendirici krem sürüp 1-2 dakika kadar rektumda bekletin. Bebeğinizin ayak bileklerini sıkıca tutmanız gerekir. Termom etreyi aldığınızda 38 dereceyi gösteriyorsa ateşi var demektir. Biraz büyük çocuğunuzda termometreyi dilinin altına koyarakta ateşini ölöebilirsiniz. En az 3 dakika bekletmeniz gerekir. Dil altı ölçümlerinde, civalı termometre kolayca kırılabileceği için sayısal termometre tercih edilmelidir. Termometre 38 dereceyi gösteriyorsa ateşi var demektir.
En iyi ve kullanımı en fazla olan yöntem koltuk altından ateş ölçme yöntemidir. Civalı termometreyi
koltuk altına koyun, 3-4 dakika bekledikten sonra alın. Koltuk altı ölçümü gerçek vücut sıcaklığından 0.6 derece daha düşüktür. Bunun için termometre 37,5 derecenin üzerinde gösteriyorsa ateş var demektir.
Çocuğunuzun ateşini 20 dakika ara ile tekrar ölçün. Yine yüksek bulursanız, ateşini düşürmek için harekete geçin. Yüksek ateş bir hastalık belirtisi olduğundan, ateşin düşürülmesi tedavi anlamına gelmez. Esas hastalık tespit edilerek uygun tedavi verilmelidir.
Siz nasıl yardımcı olabilirsiniz?
Solunum yolu ile buluşan hastalıktır. Kuluşka süresi 10-14 gün kadardır. Çocuk virüsü aldıktan 1-2 hafta sonra belirtiler görülmeye başlar..
|
Hafta çocukların öksürük veya nefesinden bulaşır. Genellikle hafif seyrettiği için çocuğunuzun durumu iyi olabilir. Belli belirsiz geçirebilir. 14-21 günlük kuluçka dönemi vardır. Belirtiler virüsun alınmasından 2-3 hafta sonra ortaya çıkar.
|
Tükürük bezlerinin şişmesine neden olan viral bir hastalıktır. En fazla 2 yaşından büyük çocuklarda görülür. 1-3 haftalık kuluçka süresi vardır. Belirtiler virüsün bulaşmasından 2-4 hafta sonra da ortaya çıkabilirler. Belirtileri; Başlıca belirtileri çıkmaya başlamadan önce çocuğun durumunda genel bir kırıklık gözlenir. 1 ve 2. günlerde; ateş, şişlik, ağrı, halsizlik, iştahsızlık görülebilir. Şişlik 1 hafta içinde geriler ve kaybolur. 13. günden itibaren çocuğunuz artık bulaçtırıcı değildir. Siz nasıl yardımcı olursunuz?
|
Çocuk hastalıklarının içinde en tehlikelisi olan boğmaca, doğumdan itibaren hemen her yaşta görülebilir.Hasta kişilerin öksürüğünden, aksırığından bulaşır. Oldukça bulaşıcı bir hastalık olduğundan, boğmacaya yakalanan çocuğunuzu aşı olmamış çocuklardan uzak tutmalısınız. Kuluçka süresi yaklaşık 7 gündür. Hasta kişiyle karşılaştıkları sonra 2 hafta içinde hastalık belirtileri gelmemişse, bulaşma olmamış demektir. Hastalığın şiddeti değişken olabilir. Çocuk ne kadar küçükse, hastalık o kadar ciddi seyredebilir. Aşılı çocuklar hastalansalar bile çok hafif atlatırlar. Boğmaca hastalığı sırasında zatürree, orta kulak iltihabı, bronşektazi gibi komplikasyonlar ortaya çıkabilir.
Siz nasıl yardımcı olabilirsiniz ?
|
Tetanos mikrobunun,genellikle açık bir yaradan vücuda girmesi ile ortaya çıkar.Mikrobun salgıladığı zehrin nedenolduğu kas kasılmaları ve havale nöbetleri ile seyreden bir hastalıktır. Tetanos mikropları dış etkenlere karşı dayanıklı olduğundan çamur, hayvan dışkısı sokak tozu gibi ortamlarda yıllarca yaşayabilir.Sağlam deriden vucuda giremez.Kesik,sıyrık,yaralar,bebeklerin göbek kordonu ve tam kapanmamış göbek yarasından girebilirler.Kuluçka suresi 5-25 gun arasında değişir.Hastalık oluştuğunda çeşitli kaslarda kasılmalar olur.Hasta kaskatı kesilir.Bazen nefes borusunda oluşan spazmlar her turlu mudahaleye ramen ölüme götürebilir. Bu nedenle korunmak çok önemlidir. Siz nasıl yardımcı olabilirsiniz?
|
Genellikle boğazda,bademciklere yerleşen bir mikrobun yol açtıgı bir hastalıktır.2-4 gunluk kulucka suresinden sonrabelirtileri ortaya çıkar.Bademciklerin şişmesi,boğaz ağrısı gibi belirtileri vardır.Çabuk tedavi edilmezse ilerleyebilir.Difteri mikrobunun salğıladığı madde kalp,böbrek, akciğerler, sinir sistemi gibi dokuları etkileyerek ölüme yol açabilir.Hastalık 6 aylıktan küçük bebeklerde pek görülmez.En sık 2-5 yaşarası çocuklarda görülür.
|
Çocuk felci lağımların karıştığı kirli su ve besinlerle bulaşan poliovirus adlı virusun yol açtıgı bir hastalıktır. kulucka suresi 4-35 gune kadar değişebilir.Hastalığın nasıl seyredebileceği alınan virus miktarı virusun hastalık yapıcı gucu,kişinin o anki vucut direnci ile yakından ilgilidir.Bu faktorlerin etkisiyle hastalık hiç belirtisiz geçirilebileceği gibi,bir grip bir menenjit veya en ağır sekli olan felclerle seyredebilir.Ates,halsizlik, bas ağrısı karın ağrısı,bulantı,kusma veya isal gibi şikayetlerle gorulur.
|
Siz ne yapabilirsiniz?
|
Genellikle hayvanlarda gorulen bir hastalıktır.İnsanlara kaynatılmamıs sut be sut urunlerinden gecer. Kulucka suresi 1 ay civarındadır.
Siz nasıl yardımcı olabilirsiniz?
|
Kalın bağırasağın iç örtüsünün iltihaplanmasına bu ad verilmiştir. Kanlı ishal olarak da bilinir. Mikropla bulaşmış besinler su, süt dondurma, sebeze meyve gibi gıdalarla bulaşma olur. Kuluçka süresi 2-3 gün kadardır. Siz nasıl yardımcı olabailirsiniz ?
|
Etkeni bir virüs olan bir hastalıktır. Hasta kedi, köpek, yarasa, yabani yırtıcı hayvanların ısırması ile, ısırılma yerinden bulaşır. Kuluçka süresi yaranın derlinliğine beyne olan uzaklığına göre değişir. Genellikle 4-8 hafta kadardır. Hastalık oluşursa ölümle sonuçlanır.
Size nasıl yardımcı olabilirsiniz ?
|
VİRAL HEPATİTLER; Bir gurup virüs, karaciğere iltihaplanmaya yol açarak, sarılık dediğimiz hastalığa neden olur. Bunlardan en sık karşılaşılanları A VE B tipi virüslerdir. Hepatit A ve hepatit B diye adlandırılırlar.
Sarılık ortaya çıktıktan sonra şikayetler azalır. Sarılıklı dönem, çocuklarda 8-10 gün kadar sürebilir. Bazı vakalarda, çocuklar sarılık olmadan da hastalığı hafif geçirebilirler. Fakat bulaştırılıcılığı aynı oranda sinsice devam eder.
|
|
Sert ve zor dışkılanmaya kabızlık denir. Çocuklarda bağırsak hareketleri çok değişkendir; kimi çocuk kakasını 2 kez yaparken kimi çocukta 2-3 günde bir yapabilir. Hep aynı düzende kaka yapan bir çocuk 2-3 günde bir de yapsa kabız demek değildir. Dışkının görünüşü sert değilse de, bir kaç günde bir yapılması kabızlık değildir. Çocuk sert kaka yaparken zorlanır. Makatta tahriş olur. Bu tahriş veya çatlak dışkılama esnasında acıya yol açar. Çocuk bu nedenle dışkılamak istemez. Bu da kabızlığı arttırır. Bu şekilde bir kısır döngü oluşur. Bebekler oturmayı ya da emeklemeyi öğrenirken ve yürümeye başlamadan önce hafif kabızlık çekebilirler. Çocuğun tuvalet eğitiminde baskıcı olmak da çocuğun kaka yapmayı reddetmesine yola açar. Bunun sonucunda da kabızlık oluşabilir. Siz nasıl yardımcı olabilirsiniz ?
|
Gevşek ya da sulu kakanın sık sık yapılmasına ishal denir. Kanlı ishale de dizanteri denilmektedir. Çok ağır yemekler yediğinde ya da lif açısından zengin besinleri alışkın olmadığı kadar çok yediğinde ishal görülebilir. Bunun yanı sıra ishal, bir enfesiyon belirtisi de olabilir. Bağırsak enfeksiyonları, bakteriler veya virüsler aracılığı ile oluşur. İshal, su kaybına neden olur. O yüzden özellikle çocuklarda ve bebeklerde çok önemlidir. İshal tedavisinde su ve sulu gıdaların verilmesi temel kuraldır. Siz nasıl yardımcı olabilirsiniz?
|
Kusma midedelerinin şiddetle dışarı atılmasıdır. 6 aylıktan küçük bebekler yediklerinin birazını, özellikle gazla birlikte çıkartabilirler. Bu kusma sayılmaz, normaldir. Bu gibi basit kusmaların yanı sıra; bağırsak tıkanması, zehirlenme, bağırsak enfeksiyonları, orta kulak iltihapları, menenjit gibi önemli hastalıkların da bir belirtisi olabilir. İlk 4 ay içerisinde daha fazla olarak gaz yutulmasına bağlı kusmalar, tartı kaybına neden olmayan basit kusmalar olabilir. Bunun yanında doğumdan sonraki haftalarda, bilhassa 2-3. haftalarda başalayan fışkırır tarzdaki kusmalar, mideden bağırsağa geçişteki darlıktan kaynaklanabilir. Siz nasıl yardımcı olabilirsiniz?
|
Bebeklerde aşırı huzursuzluk, beslenme bozukluğu, kusma, ishal, ateş, uyku bozuklukları, kilo almama gibi durumlarda idrar yolu iltihabı da düşünülmelidir. Siz nasıl yardımcı olabilirsiniz.
|
RAŞİTİZİM
Vitamin D yetersizliği sonucu görülen bir hastalıktır. D vitamini yeterince vücuda alınmadığından kemikleşme bozulur ve kalsiyumdan yeterince yararlanılamaz.
Belirtileri Nelerdir?
-Doğumda bebekte kasılma
-Huzursuzluk
-Baş terlemesi, başın sürekli sağa ve sola çevrilmesi
-Kabızlık
-El-bilek genişliği (ağrısız ve 6 aydan sonra)
-Kaburgalarda yuvarlak çıkıntılar (tesbih tanesi gibi)
-Bıngıldakların kapanmaması (18 aydan sonra)
-Kafa kemiklerinde yumuşama ve eğrilme (baş alın ve yanlarında çıkıntı)
-Geç oturma ve yürüme
-Bacaklarda eğrilik
-Göğüs kemiklerinde bozukluk (göğüs içe veya öne doğru çıkar)
-Kamburluk, bel kemiğinde eğrilik
Raşitizmin Önlenmesi
-Çocuğun her gün kalsiyum içeren besinler tüketilmesi sağlanmalıdır. Kalsiyumun en iyi kaynağı süt ve ürünleridir (yoğurt, peynir, çökelek vb). Pekmez de iyi bir kalsiyum kaynağıdır.
-Çocuk her gün güneşe çıkarılmalıdır. D vitamininin en iyi kaynağı güneştir. Besinlerde D vitamini yeterli miktarda bulunmaz.turkeyarena.com
-Güneşlenme cam arkasından olmamalıdır.
-Güneşin az olduğu sonbahar ve kış aylarında yeni doğan bebeğe ek D vitamini, ihtiyacı kadar verilmelidir.
BARSAK PARAZİTLERİ
Vücudumuza dışarıdan giren bazı canlıların bizde yarattığı rahatsızlıklardır.
Genellikle ağır hastalığa yol açmazlar ama yaşam kalitesini bozarlar.
Kirli sulardan,bulaşmış sebzelerden,bulaşmış musluklardan,pişmemiş etten,parazit yumurtalarının döküldüğü çarşaf ve çamaşırlardan,topraktan,enfekte hayvanlardan geçebilir.
Sık karın ağrısı-krampları(açlıkta daha fazla), şiddetli gaz, geçici ishaller, dışkıda yumuşama veya keçi pisliği gibi dışkılama, burun kaşıntısı, anüste (büyük abdestin yapıldığı yer) kaşıntı, yastığa salya akması, diş gıcırdatma, dil kenarında kabartılar, kilo alamama, sabah bulantıları, ağız kokusu, iştahsızlık veya aşırı yeme, vücutta kaşıntılar. (Hasta çoğunlukla gastrit,ülser zanneder, doktoruda bu yönde etkiler.)(Ağız bölgesine ait şikayetler diş ve dişetiylede ilgili olabilir.) Tenya(Şerit) gibi bazı parazitler anüsten dışarı dökülüp hasta tarafından görülebilirler.
Parazitin cinsine bağlı olarak; uzun süreli parazite maruz kalınca; kansızlık, barsak tıkanması, büyümede gecikme, akciğer belirtileri, karaciğer-dalak büyümeleri, deri döküntüleri, hatta ağır organ hasarları bile olabilir.
Yukarıdaki şikayetlerin birkaçı birlikte bulunan veya biri şiddetli şekilde bulunan bir kişide dışkıda parazit aranması, anüse bant uygulanarak yumurtaların aranması gibi tetkiklere başvurulur. Sonuç negatif çıksada, parazit olasılığı yüksek görülüyorsa tahlil defalarca (örneğin üç gün üstüste) tekrarlanabilir. (Paraziti yakalamak herzaman mümkün olmuyor.)
Tedavide parazitine göre değişen ilaçlar vardır. Bazılarının karaciğere veya başka organlara etkisi, ciddi zararları olabileceğinden tam teşhis konduğu zaman, gerektiği gibi kullanılmalı, şikayetler sürsede kendi kendine tekrarlanmamalıdır.
Bazı parazitlerde tüm aile aynı zamanda ilaç kullanmalıdır.
Oksiyür(kıl kurdu) gibi bazı parazitlerde yumurtalar döküldüğünden çarşaf-çamaşırı kaynatmak (makinanın 90 derecesi yeterli değil, 100 derece olmalı), çok iyi ütülemekte tedavinin bir parçasıdır.
Şüpheli sular içilmemeli, kaynatılmalı, iyi yıkandığı şüpheli salatalar, ıspanak vb., az pişmiş-pişmemiş et yenmemelidir. Çocukların toprakla oynadığında ellerini ağızlarına götürmeleri engellenmeli, tuvalet temizliğinde anüse dokunulmamalı, sadece tuvalet kağıdıyla temizlik yapılmalı, çocuklarada öğretilmelidir. Tırnaklar kısa tutulmalıdır. Musluklarla fazla temastan kaçınılmalı, toplu yerlerde de, evlerde de mümkün olduğunca az dokunulan tipte musluklar ve sabunluklar ve sıvı sabun tercih edilmelidir. (Sabundan çok üstündür ama sıvı sabunların kötü markaları ve fazla beklemişleride enfeksiyon kaynağı olabiliyor.)
Demir Eksikliği Anemisi
Çocuklarda kansızlık ( anemi ) nedenleri arasında, demir eksikliği başta gelir. Kanda oksijen taşıyıcı hemoglobinin yapımı için gerekli olan demir gıdalarla yeterince alınmamazsa, vücut tarafından emilemezse, kan kaybı olursa veya demir ihtiyacı artmışsa ‘ Demir Eksikliği Anemisi ‘ gelişir. Özellikle bebekler ve ergenlik dönemindeki kızlarda risk daha yüksektir.
Demir eksikliğinin nedeni ; Bebeklerde en sık neden anne sütünün yeterince verilmemesi, inek sütüne erken başlanması, ek gıdaya geçiş döneminde de bebeğin demirden zengin gıdaları ( kırmızı et, yumurta sarısı, tavuk, balık, kuru baklagiller, pekmez gibi ) yeterince alamamasıdır. Anne sütünün içerdiği demir vücut tarafından iyi emilmektedir. İlk 6 ay sadece anne sütü alan bebekler, 6 aydan sonra uygun ek gıdaların başlanması ve inek sütünün 1 yaşa kadar verilmemesiyle demir eksikliğinden korunacaklardır. Ayrıca, bitkisel gıdalardaki demirin çok iyi emilmediğinin, C vitaminin demir emilimini olumlu, çayın olumsuz etkilediğinin de göz önünde tutulması gereklidir. Bu nedenle, kahvaltıda yumurtanın yanında portakal suyu veya domates iyi bir seçim olacaktır. Toplumumuzda çoğumuzun tiryakisi olduğumuz çayın ise, bebek ve çocuklara içirilmemesi gerekmektedir.
Belirtileri :
Soluk renkte cilt
Halsizlik, huzursuzluk, iştahsızlık
Büyümede yavaşlama
Gelişim basamaklarında geri kalma
Çabuk yorulma
Toprak, kağıt yeme
Davranış bozuklukları
Sık enfeksiyon geçirme
Katılma nöbetleri
Dikkatini toplayamama
Öğrenme güçlüğü, okulda başarısızlık görülebilir.
Suçiçeği
Karamuk, varicella da denilen, oldukça bulaşıcı, selim seyirli, daha ziyâde çocuklarda görülen, deri ve mukozalarda sathî, içi saydam sıvıyla dolu baloncukların husûlüyle karakterize bir hastalık. Hastalığın sebebi, varicella zoster denen bir DNA’lı virüstür. Bu virüsün bir tipi vardır, doku kültürlerinde ürer. Virüs organizmaya solunum yolundan girer. Burada ve organlarda çoğalır, kan dolaşımına karışır. Deriye ve bâzan akciğere yerleşir.
Hastalığın kuluçka dönemi 12-16 gündür. 37,5-39° ateşle başlar. 24 saat içinde pembe renkli döküntüler meydana gelir. Bu döküntüler en fazla gövdede bulunur. Kırmızı kabarıklık şeklinde başlar. Daha sonra birkaç saat içinde, içi berrak sıvı dolu baloncuk hâline geçer. Baloncuk içindeki sıvı 24-48 saatte bulanıklaşır. Üçüncü gün baloncuk ortasında göbekli bir kısım belirebilir. Sonra kurur ve kabuklanır. Koyu kahverengi pullar hâlinde dökülür ve iz bırakmaz. Târif edilen döküntü gelişim dönemlerinin her biri aynı anda görülebilir. Bu, su çiçeğinin çiçek hastalığından ayrılması için özel bir belirtidir.
Genel olarak döküntüler gün aralıklarıyla 3-4 alevlenmeyle çıkarlar. Daha sonra ateş düşer. Hastalık nâdiren yılancık ve orta kulak iltihabına dönüşebilir. Ölüm oranı % 1’den azdır. Su çiçeği virüsüyle yetişkinlerde zatürre ortaya çıkabilir.
Su çiçeği geçirende devamlı bir bağışıklık durumu ortaya çıkar ve ikinci defâ yakalanma çok nâdirdir. Teşhisi kolaydır. Alışkın olmayan bir göz çiçeğiyle karıştırılabilir. En çok 2-6 yaş olmak üzere çocuklarda salgın yapar. Kışın ve baharda fazla olan hastalık, ilk dönemlerde bulaşıcı olup, damlacıklarla veya deri temasıyla bulaşır.
Özel bir tedâvisi yoktur. Üzerine eklenen bakteri enfeksiyonlarını önlemek için antibiyotikler verilebilir. Hasta çocuklar tecrit edilir ve ancak kabuklar düştükten sonra okula devam etmelerine izin verilir.
Suçiçeği Hastalığının Tanımı
Suçiçeği ya da varisella, herhangi bir yaşta ortaya çıkabilirse de daha çok çocuklarda görülen bir bulaşıcı hastalıktır. Bu hastalığın tipik özellikleri ateşle seyretmesi ve deride ortaya çıkan kabartılardır. Suçiçeği adının da bu kabartıların birkaç saat içinde içi saydam sıvıyla dolu kesecikler haline gelmesiyle ilişkili olduğu söylenmektedir.
Başlıca Nedenleri
Bu hastalık özellikle on yaşın altındaki çocukları etkileyen salgınlar şeklinde ortaya çıkar. Varisella zoster virüsünden kaynaklanır ve olağanüstü bir bulaşıcılığa sahiptir. Her ne kadar bu hastalığı geçirmekle yaşam boyu bağışıklık kazanılırsa da, virüs uyku halinde bekleyip daha sonra yetişkinlik çağında kendini herpes zoster yani zona olarak gösterebilir.
Suçiçeğinin Çocukluk Çağındaki Belirtileri Nelerdir?
Enfeksiyondan sonra 14 ila 21 günlük bir kuluçka devresi vardır ve daha sonra çocuk ateşlenir ya da hafif bir titreme görülür veya kusma ile sırt ve bacaklarda ağrı gibi şikayetlerle kendini daha hasta hissedebilir. Hemen hemen aynı zamanda, sırt ve göğüste, bazen de alın çevresinde ve daha nadiren kol ve bacaklarda çok sayıda kırmızı ve kaşıntılı kabartı oluşur. Bu kabartılar birkaç saat içinde saydam bir sıvıyla dolu kesecikler haline gelir. Bu keseciklerin görülmesi birkaç gün devam eder ve ikinci günden itibaren içerikleri irine dönüşüp, bir iki gün içinde patlayabilir ya da kuruyup büzüşerek tepelerinde kahverengimsi kabuklar oluşur. Bu küçük kabuklar bir haftaya varmadan pullanarak dökülür ve iyileşme tamamlanır.
Hastanın Çevresindekilerden Tecrit Edilmesi Gerekli midir?
Hasta çocuk döküntünün görülmesinden itibaren bir hafta süreyle ya da kesecikler kuruyuncaya değin bu hastalığı geçirmemiş çocuklardan tecrit edilmelidir. Ancak kabukların dökülmesini beklemeye gerek yoktur.
Hangi Yaşlarda Görülebilir? Belirgin Olarak Görüldüğü Dönemler Var mıdır?
Çoğunlukla çocukluk çağında görülür. Kış ve ilkbaharın ilk ayları suçiçeğinin yaygın olarak görüldüğü aylardır.
Yetişkinler Daha Büyük Risk Altında mıdır?
Yetişkinler ve ergenlik çağındakiler çocuklara kıyasla daha ağır hastalık riski altındadırlar. Ağrı, ateşin süresi, kırıklık, kaşıntı gibi belirtiler daha şiddetli olur, döküntü daha geniş alana yayılır ve daha uzun sürede iyileşir ve hastalığın seyri daha uzun olur. Ayrıca, suçiçeği olan yetişkinler ve gençler için şiddetli komplikasyon riski daha yüksektir.
Suçiçeği En İyi Nasıl Tedavi Edilir?
Tedavi hem belirtilere yönelik hem de etkene yönelik yapılabilir. Belirtileri hafifletmek için antipretikler ya da sistemik atihistaminikler kullanılabilir.
Etkene yönelik tedavide antiviraller kullanılır.
Erken tedavi ağrı ve şikayetleri azaltır. Bazen kaşıntıyı önlemek için kalamin losyonu kullanılır. Bağışıklık sorunu olan ya da enfeksiyon ve komplikasyonları açısından risk altında bulunan çocukların Varicella zoster enfeksiyonu tedavisinde antiviraller kullanılabilir. Uygulama döküntülerin ortaya çıkmasını takiben ilk 24 saat içinde ve 2 yaşından büyük çocuklarda yapılmalıdır.
Antiviraller eğer erken kullanılırsa (döküntülerin ortaya çıkmasını takiben ilk 24 saat içinde), kalıcı izleri azaltır, iyileşme sürecini hızlandırır, lezyon sayısını azaltır, kaşıntıyı azaltır ve ateşi düşürür; hastalığın süresi kısalır ve şikayetler azalır.
Kaşıntının şiddetini azaltıp, süresini kısaltarak, asiklovir aynı zamanda döküntülerin yara haline gelip kalıcı izler bırakma riskini de en aza indirir.
Daha ziyade 3-10 yaşları arasında görülen bulaşıcı bir hastalıktır. Tıp dilinde morbilli denilen bu hastalığın nedeni, bir çeşit virüstür. Kızamıklı hastanın tükürük damlacıkları aracılığı ile sağlamlara da bulaşır. Bu nedenle, kızamık lekeleri kaybolduktan sonraki 10 gün içinde de hastayı, sağlıklı kimselerle görüştürmemek gerekir.
Hastalık mikrop alındıktan sonra 10 gün içinde orataya çıkar.
BELİRTİLERİ:
Hastanın gözleri kızarır, burnu akar, hapşırır, öksürür. Ateş yükselir. Baş ağrılarından şikayet eder. Kuvvetli ışıktan rahatsız olur. Bu belirtilerden aşağı yukarı 4 gün sonra küçük kırmızı ufak lekeler görülmeye başlar. Bunlar grup halindedir. Bu dönemde dudaklarda kuruluk ve dilde paslanma dikkati çeker. Bir süre sonra da kızamık lekeleri yüzün her tarafına, boyuna, göğse, kollara, karına, ve bacaklara yayılır. Bu dönem 3-4 gün devam eder. Sonra ateş yavaş yavaş ya da birdenbire düşerek belirtiler kaybolur.
Hastanın odası güneş görmeli ve çok temiz olmalıdır. Oda ısısı 18-20 derece arasında tutulmalı, günde en az iki kere havalandırılmalı ve hastanın üşütmemesi için azami dikkat gösterilmelidir. Ayrıca, hastanın ağız, burun ve beden temizliğine özen gösterilmelidir. Bunlara dikkat edilmediği takdirde hastalık, zatürree, bronkopnömoni, zatülcenp, ortakulak iltihabı veya ensafalit gibi tehlikeli hastalıklara neden olabilir.
Kızamık geçirenler, bağışıklık kazanıp bir daha kızamık olmazlar. Ayrıca çocuklara 2 yaşında yaptırılacak kızamık aşısı da bağışıklık sağlar.